Komisyondan meclise gelen önergeler görüşülüyor.

Manisa Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı Mehmet Palabıyık, konu Demirci Kent Meydanı yetki devrine gelince şöyle bir önündeki evraklara bakıyor.

Ocak ayında önlerine gelen bu konu onu bunaltmış.

Kamusal alanın ticari alana dönüşmesi, bunun yetki devri dosyada iki ayrı mahkemenin kararları bile var, daha geçtiğimiz ay yapılan mecliste aynı konuyu komisyonda bekletme kararı da alınmış. Palabıyık ve komisyon üyeleri işin içinden çıkamamış, Meclis Başkanı Cengiz Ergün söz veriyor. Palabıyık, çaresizliğini mikrofona konuşurken ses tonundan ifade ediyor aslında.

“İşin içinde mahkeme kararları var, yapılacak işlem hukuksuz, kanunsuz, yargı kararlarına karşı çıkmak olacak, ileride bu iş mahkemeye düşerse başımız belaya girer, bu iş çok karışık, anladık şimdilerde AKP ile ittifak da var amma bu iş de vebal var, Demircililerin nefes alanına beton yığacağız, yazık günah değil mi, kardeşim ya olmaz ki “ diyemiyor.

Diyor ki “ biz bu konuda 3 aydır İmar komisyonumuzda çalışıyoruz, mahkeme kararları var, bu işi büyükşehir belediyemizin hukuk dairesi ve hukukçuları bir incelesin istiyoruz”

3 aydır komisyonda bekletilen ve üç ay sonra böyle bir durumun oluşması, komisyon başkanının çaresizliğini Cengiz Ergün de görüyor aslında.

Fakat Büyükşehir Genel Sekreteri söz alıyor, mikrofonu da eline alıp, pansumanı yapıyor. Hatta hem ittifakı çatırdatmıyor, hem de komisyon başkanı Palabıyık’ın yüreğini serinletiyor.

Genel Sekreter Aytaç Yalçınkaya, imar komisyonu başkanı Palabıyık’ın bu teklifine şöyle yanıt veriyor.

“Büyükşehir Belediyesi hukuk dairesi bu işte taraftır. Biz daha önce( İTTİFAK ÖNCESİNDEN BAHSEDİYOR) burası için hukuk dairesi olarak taraftık. Burayı biz mahkemeye verdik. Hem Demirci Belediyesi, Hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığını mahkemeye verdik, bunun yerine bu dosya üzerinde Büyükşehir Hukuk dairesi taraf olduğu için, meclis hukuk komisyonunda aynı anda imar komisyonuyla birlikte bu konuyu değerlendirsin, meclis hukuk komisyonunda tüm partilerin temsilcileri de var, tarafsız olurlar” dediğinde de, bu durum meclis tarafından da bu şekliyle onaylanıyordu.

Demirci Belediye Başkanı Selami Selçuk’ta her iki komisyonun aynı anda yapılacak bu çalışmasına dahil olmak istediğini belirtiyor, Başkan Ergün de “ arkadaşlar gününü ve saatini size bilgi verirler” diyordu.

Sonra COVİD-19 yaşantımıza girince Büyükşehir Meclis toplantılarını bu virüse tedbir olarak 3 ay süreyle erteledi.

Temmuz ayına gelindiğinde de bu geçen sürede komisyonlarda biriken kararlar “torba yasa” misali tek tek görüşülmeden, o karambolde geçiriliverdi. Demirci Kent Meydanı imar planı değişikliği ve yetki devri konusu birbiriyle alakasız birçok dosya ile birlikte geçiriliverdi. Mecliste maddeler tek tek görüşülmeden.

SELAMİ SELÇUK SAHTE ZAFERİNİ SOSYAL MEDYADAN BÖYLE KUTLUYORDU

Selami Selçuk o an,meclis daha toplantı halindeyken, bu kendisine göre burnunu mahkeme kapılarından kurtardığını sandığı karar için zil takıp oynayacak halde idi sanırım. Facebook sayfasından tarihe geçecek başka bir gafını da böyle paylaşıyordu.

Zira ta başından beri Demirci Belediyesinin cebinden beş kuruş para çıkmadan, büyükşehir belediyesinin o gün itibariyle eski parayla 12 trilyona yapacağı altı otopark, üstü kent meydanı olacak projeyi yaptırmamış, büyükşehire değil, ona göre o günkü siyasi havada yani Cumhur İttifakı yokken, MHP’lilere bunu yaptırmamıştı.

İmar planı değişikliğini yasaya göre büyükşehire göndermesi gerekir iken, o iktidarına güvenip “Angara’dan çözerim” demiş, güya da çözmüştü.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bu kamusal alanın, ticari alana dönüşmesini res’en onaylatmış, Demirci Belediyesini borç batağına sokma pahasına, bankadan eski parayla 7 trilyon alıp, her zamanki gibi kasabadaki tüccar kültürüyle, pazarlık usulü, kafasına göre ustalar bulup, proje sahibinin, ihale bedelinin, işin bitiriliş tarihinin yazılı olması gereken tabela olmadan, inşaata hemen başlamıştı.

İşte Genel Sekreter Aytaç Yalçınkaya’nın bahsettiği mevzu da buydu.

Büyükşehir Belediyesi Hukuk dairesi bu işe el atmış, Manisa Büyükşehir belediyesi Hem Demirci Belediyesini, hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığını mahkemeye vermişti. Mahkeme bu imar planında kamusal alanın, ticari alana dönüştürülmesini “iptal” etmişti. Belediye ve bakanlık istinafa gitmiş, ancak istinaf mahkemesi de bu kararı onaylayarak, o da bir kez daha bu iptali onaylamıştı.

İyice anlaşılsın diye bir daha yazıyorum.

Demirci Belediyesi ve Çevre Şehircilik Bakanlığının mahkemeye verilişiyle yargılama da devam etmiş ve İPTAL kararıyla, Büyükşehir hem Demirci Belediyesi hem de bakanlık karşısında davayı kazanmıştı.

5 yıl boyunca “hizmetin siyaseti olmaz” diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’e karşı aksine tam defans yapan, hizmet için bile sırf “MHP’li rakibim” diyerek hizmet ve yatırım teklifi dahi yapmayan, istemeyen ve almayan, buna rağmen Ergün’ün Demircililer için büyükşehirin kendiliğinden yapmak istediği hizmetler ve yatırımlara da mani olan, mevzuatlar gereği büyükşehirin hizmet yapabilmesi için önünün açılmasına gerekli kararları çıkarmayıp, Manisa ile Demirci arasındaki hizmet ve yatırım akışını sağlayan köprüleri yıkan, yollara barikat kuran, akan hizmet suyu borularına bile kör tıpa olan, büyükşehirin icraatlarını çarşıda, kahvede, köylerde yerden yere vurup, çıktığı televizyon programlarında deyim yerindeyse Cengiz Ergün’ü bir kaşık suda boğan Selami Selçuk ve tayfaları, ittifaktan sonra ise süt dökmüş kediye dönmüşlerdi.

SEÇİM KONUŞMALARINDA BİLE BAŞKAN SELÇUK, DEMİRCİLİLERE DOĞRULARI SÖYLEMEDİ

Mahkeme kararları ortadayken ve herkesi bağlayıcı iken, buna rağmen seçime yakın zamanda millet sırf “inşaat durdu”demesin diye, yargı kararlarına uymama suçunu bile gözünü kırpmadan işleyen başkan Selçuk, o diktiği ucube kent meydanı dediği beton yığınağına, millete seçim öncesinde sırf gösteriş için inşaata devam ederken, kamuyu zarara uğratmaya, Demirci’nin geleceğini ve uzun yıllarını borç ödeyecek hale getirmesi pahasına, seçim kaygısıyla o hukuksuz yere saçı bitmedik yetimin de hakkı olan paraları gömmeye devam ediyordu.

Sonra biz mahkeme kararlarına rağmen burada devam eden inşaat çalışmalarının hukuksuz olduğuna dair haberler yapınca, köşe yazıları yazınca, halktan da tepkiler gelince, baktı ki pabuç pahalı, yine kasabalı tüccar zihniyeti pratiğiyle güya “tasfiye kararı” aldı.

Aslında esas işin durdurulma sebebi mahkeme kararlarıydı. İhale yapıldıktan sonra hangi resmiyete göre tek taraflı tasfiye kararı alınabilir ki ? Mevzuat bilmediğimizi mi sanıyor acaba kendince?

O belediyeye sadece 5-6 yılda bir su parası ödemeye gelip giderken, biz belediyede memurluk yapıyorduk. Bunu resmiyetten bi haber ve bilgi cahili halka anlattı, inandırdı belki oylarını da aldı ama biz bunu da o dönem yemedik. Gerçekleri yazdık, çizdik ama bu Demirci halkı ne varsa, fareli köyün kavalcısı gibi Selami Selçuk’un çaldığı kavalın arkasından yürüdü.

Yargı kararlarına rağmen burada inşaatın devam etmesi de ayrı bir suçtu. Ama millete seçimde kahve konuşmalarında “ekonomik krizi bahane ederek” millete yine masallar anlattı. Biz bu tasfiye kararını da yaptığımız haberle milletin önüne koyunca, Başkan Selçuk çılgına döndü, konuşurken ağzından köpükler çıkıyordu, köstebeklerime ve bana da kahvelerde insanlık dışı ve kaba sözlerle hakaretler bile etti.

Belediyenin yatak odası mahremiyeti dediği belgenin millete açık olduğunu, belediyede milletten hiç bir belgenin de saklanamayacağını yine bilmiyordu. Bu belgeyi bana ulaştıranlar, Selçuk’un kendine ihanet etmemişler, bilakis Selami Selçuk’tan önce de belediyeci olan bu vicdanlı memurlar, yapılan işin hukuksuzluğunu, kanunsuzluğunu ve hatta Selçuk’un despotluğunu ortaya çıkarmamız için, bu Selçuk’un yatak odası mahremiyetinde belge dediği tasfiye kararını bize ulaştırarak, Demirci’ye yapılan ihanetin belgesi olarak kamuoyuyla paylaşmamızı sağlamışlardı. Biz de bunu  haberimizle paylaşarak, aslında yapılan hukuksuzluğu ve perde arkasında dönen dolapları milletin önüne koymuştuk.

ŞİMDİ BÜYÜKŞEHİR GENEL SEKRETERİNİN ÖNERİSİYLE BAŞLAYAN SÜRECİN BAKIN NERESİNE GELDİK

Yazımın başında detaylarını açıkladığım mecliste Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel sekreteri Aytaç Yalçınkaya’nın dediği “biz tarafız, daha önce Demirci Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığını bu imar planı değişikliğini, hukuksuz olduğu için mahkemeye verdik, imar komisyonu ve hukuk komisyonu bir arada çalışsın, komisyonlarda tüm partilerin temsilcileri var onlar tarafsız” dediği yere geldik.

Genel sekreter Yalçınkaya iyi bir bürokrat.Belki o an için yaptığı bu teklifle mecliste ittifak endişesiyle yaşanan zor durumdan hem İmar Komisyonu, hem de meclis başkanını kurtardı. Ama Mart ayındaki bu hamle deyim yerindeyse Temmuz ayında elinde patladı.

Bu hukuksuz karar torba yasa gibi başka belediyelerin komisyon kararlarıyla bir arada kaynatılıp, gargaraya getirilip geçirildi ya hani!

Karar geçti ama bu defa bu karar için de yürütmenin durdurulması için düğmeye basıldı.

Demirci Kent meydanı imar planı düzenlemesinin hukuka aykırılığı ve hem idari hem de istinaf mahkemesinin iptal kararlarına rağmen bu kararlar hiç yokmuş gibi, benim düşünceme göre sadece “ittifak ayağına” bunu Büyükşehir meclisi karara bağladı ya.

Şimdi bu karar da Manisa 1. İdare Mahkemesi 2020/603 Esas No ile yargılanıyor. Mahkeme yine benim penceremden bakışıma göre, Demirci Kent meydanı imar planı değişikliğinin mevcut mahkeme kararlarına rağmen yetki devrinin kanunsuzca,daha önce verilmiş mahkeme kararlarındaki iptal ibaresine rağmen, Büyükşehir meclisinde karar alınıp alınmadığına karar verecek.

İşte Genel Sekreter Aytaç Yalçınkaya ve dolayısıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün ve hatta Büyükşehir meclis İmar komisyonu başkanı Ahmet Palabıyık’ın elinde patlayan da bu olmuştur.

Aytaç Yalçınkaya o gün mecliste mealen “Büyükşehir Hukuk dairesini bu işe karıştırmayın, meclisin hukuk komisyonunda halledilsin, biz tarafız, burayı dava ettik ve mahkemede kazandık, daha önce burası hukuksuz dediğimiz yere, şimdi yasalara uygun mu diyeceğiz” demişti ya. İşte tam da bu benzetmenin içinde kalıverdi.

Çünkü Büyükşehir Belediyesi Cengiz Ergün başta olmak üzere bu işle ilgili bürokratı, dairesi, memuru, sekreteri, amiri, müdürü bu işin altında kalmıştır.

Çünkü bu kararın ardından en son açılan yürütmenin durdurulması mahkemesinde, Manisa Büyükşehir hukuk dairesi veya vekili daha önce hukuksuz dedikleri imar planının, şimdi yasal olduğunu savunmak zorunda kaldı. Daha önce hukuksuz dedikleri yere, şimdi yasaldır ve doğrudur demek zorunda kaldılar. Rezilliğe bakar mısınız?

Okurlarıma şöyle izah edeyim. Cengiz Ergün ve ekibi daha önce hukuksuz diyerek mahkemeye verip kazandığı davayı, şimdi ittifaktan sonra hiç olmamış, hiç bunlar yaşanmamış gibi, büyükşehir meclisinde alınan bu torbanın içinde el kaldırıp indirenlerin buna evet oyu verenlerin bile farkında olmadığı karardan sonra savunmak zorunda kaldılar.

Cengiz Ergün’ün burada kulaklarını çınlatıyorum.

Yakın zamanda mecliste Ergün “ bana burada hukuksuz hiç bir kararı aldıramazsınız” demişti de.

Hatta bu yüksek perdeden söylediği sözler günlerce gazetelerde bile haber olmuştu. Nerden nereye? Yere batsın sizin siyasetiniz. Koca Cengiz Ergün’ü bile yoldan çıkardınız!

CENGİZ ERGÜN’E ÇAĞRI!

BAŞKANIM BİLİRKİŞİLERDEN ÖNCE BİLEN KİŞİ OLARAK ÖNCE SEN DEMİRCİYE GEL

Manisa 1. İdare Mahkemesi 2020/603 Esas No ile devam eden mahkemede bilirkişi tayin ederek yerinde yargılama ile buna karar verecek.

Bilirkişilerin harcırahları ve istenen paralar veznelere yatırıldı. Adalet er veya geç tecelli edecek.

Ben bu işin bu mahkemeden de geri tepeceğine inanıyorum.

Demirci’nin tek meydanında beton yığınlarına kimsenin gönlü razı olmaz. “Manzarayı kapattı Selami, nerde oturcezbiz” biz diyenler her gün Başkan Selçuk’un kulaklarını çınlatıyor. Endişem şu, “eliş gidiş Cengiz Başkanın da kulaklarını çınlatmasınlar” diyorum.

Cengiz Başkan seçimlerde gelmişti Demirci’ye aradan mevsim geçti, yıl geçti, bir daha gelemedi.

Mahkeme bilirkişi gönderecek ya, ben de diyorum ki buraya bilirkişilerden evvel bilen kişi olarak Demirci’ye önce Cengiz Ergün kendi gelsin.

O ucubeyi bir görsün.

O vicdanlı bir adamdır, Demirci Kent meydanı ve otopark projesi için zamanında Selami Selçuk başkana büyükşehir meclisinde kürsüde “hodri meydan, projeleri Demircililere götürelim, bakalım hangimizin projesini beğenecek Demircililer” demişti ya. Efenin orası burası oynamaz Cengiz Başkanım, gel şu hodri meydan dediğin meydanı kendi gözlerinle gör. Bu güzelim halkın nefes sahasına beton yığarak, ticari alan yapılıp dükkan doldurularak kıyılır mı? İşte meydan, hadi gel gör, al sana hodri meydan.

Buraya siyaseten falan filan kıyarsanız, Demircililerin vebali üzerinizde olacaktır.

Zamanında senin yapmak istediklerini, yapmak isterken engellendiğin her işleri burada savunan Demircili dostların bile sana kırgın haberin olsun.

Cengiz Başkanım Valinin ve muhtarların huzurunda asfalt şantiyesini büyükşehire devredeceğine söz verip sonra ipe un seren senin önüne takoz olup, Demirci’nin köy yollarına Manisa’da ve Demirci’de yaptıkları engellemelerle asfaltı unutturanların şimdi mahkemeye kaptırdıkları paçalarını sen mi kurtaracaksın?

Demirci’ye bekliyoruz Cengiz Başkan, bilirkişilerden önce bilen kişi olarak önce sen gel diye tekrarlıyorum.

Gelirsen eyvallah, çaylar benden. O meydanda Berber Ali’nin önüne oturup, hem o ucubeyi seyredelim, hem çayımızı içelim. Eminim ki daha çayın bardağı soğumadan Demircililerin deyimiyle “len biz ne etmişiz ya” deyip yerinden fırlayacaksın.

Demirci’nin geleceğini ekonomik olarak bitirenlerin, bari Demirci’nin kentsel mimarisini bozup, bizi betonların içinde bırakma eylemlerine olsun sen mani ol.

Oldun oldun, olmadın veya olamadın, sen bilirsin. Gün gelir Demircililer senin de kulaklarını çınlatır. Arada kulakların çın, çın değil de, çan, çan öterse, bil ki o benimdir, seni anıyorumdur, o anda bil ki meydanın önünden geçiyorumdur.

16 Kasım 2020

Mustafa Temiz